TÜRKİYE’DE BOŞANMA USULÜ
Türkiye’de kanuni boşanma sebepleri nelerdir?
Türkiye’de boşanma sebepleri Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre iki başlık altında incelenir: Genel boşanma sebepleri ve özel boşanma sebepleri.
Boşanmanın genel sebepleri; evlilik birliğinin temelden sarsılması nedeni ile boşanmadır.
Evlilik birliğinin temelden sarsılması nedir, kapsamı ve sonuçları nelerdir?
Evlilik birliğinin temelinden sarsılması sonucunu doğurabilecek nedenler, sınırlı sayıda değildir. Bu kapsama nelerin sokulabileceği daha çok Yargıtay kararlarıyla şekillenmiştir. Hakim tarafların ve şahitlerin beyanlarını dikkate alarak somut olayın değerlendirmesini yapacak ve eşlerden en az birisinin ortak hayatı sürdürmesi kendisinden beklenemeyecek ise boşanmaya karar verecektir.
Bu konuda birkaç Yargıtay kararına değinmek gerekirse,
Doğum esnasında eşinin yanında olmamak ve ona destek olmamak boşanma sebebidir. (Yargıtay 2. HD 2017/5985E, 2019/1767K)
Sık sık eski sevgiliden bahsetmek” Eski sevgilim ile evlenseydim daha mutlu olurdum “ demek boşanma sebebidir. (Yargıtay 2.HD 2016/10455E, 2018/1521K)
Eşe karşı ilgisiz olmak özel günlerde ve sosyal ortamlarda sürekli yalnız bırakmak boşanma sebebidir. (Yargıtay 2. HD 2015/20218E, 2016/13513 K)
Evli olan şahsın internet ortamında bekar olduğunu göstermesi boşanma sebebidir. (Yargıtay 2. HD 2011/20057E, 2012/15965K)
Eşe söylenen “ seni sevmiyorum” sözü duygusal şiddet niteliğinde olup boşanma sebebidir.( Yargıtay 2. HD 2014/9432E,2014/20736K)
Yukarıda da belirttiğimiz gibi, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenlerini tek tek sıralamak mümkün değildir. Yukarıda belirtilen kararlar sadece birkaç örnektir.
Boşanmanın özel sebepleri; Medeni Kanun madde 161 ve devamında düzenlenmiştir.
Zina: Madde 161- Eşlerden biri zina ederse, diğer eş boşanma davası açabilir.
Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış: Madde 162- Eşlerden her biri, diğeri tarafından hayatına kastedilmesi veya kendisine pek kötü davranılması ya da ağır derecede onur kırıcı bir davranışta bulunulması sebebiyle boşanma davası açabilir.
Suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme: Madde 163- Eşlerden biri küçük düşürücü bir suç işler veya haysiyetsiz bir hayat sürer ve bu sebeplerden ötürü onunla birlikte yaşaması diğer eşten beklenemezse, bu eş her zaman boşanma davası açabilir.
Terk: Madde 164- Eşlerden biri, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk ettiği veya haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmediği takdirde ayrılık, en az altı ay sürmüş ve bu durum devam etmekte ve istem üzerine hâkim veya noter tarafından yapılan ihtar sonuçsuz kalmış ise; terk edilen eş, boşanma davası açabilir.
Akıl hastalığı: Madde 165 Eşlerden biri akıl hastası olup da bu yüzden ortak hayat diğer eş için çekilmez hâle gelirse, hastalığın geçmesine olanak bulunmadığı resmî sağlık kurulu raporuyla tespit edilmek koşuluyla bu eş boşanma davası açabilir.
Anlaşmalı boşanma nedir, şartları nelerdir?
Kanuna göre, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin açtığı davayı kabul etmesi halinde anlaşmalı boşanma söz konusu olmaktadır.
Bu durumda evlilik birliği temelinden sarsılmış kabul edildiği için hakim ayrıca bunu araştırmayacaktır. Ancak hakimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi şarttır.
Anlaşmalı boşanma, evlilikleri en az bir yıl sürmüş eşler için başvurulabilecek bir yoldur. Anlaşmalı boşanma durumunda taraflar arasında bir boşanma protokolü imzalanır. Bu protokolde boşanmanın mali sonuçları ve çocukların durumunun nasıl düzenleneceğine ilişkin düzenlemeler yer alacaktır. Ancak, bu hususlarda sadece tarafların anlaşması yeterli değildir. Bu protokolün, ayrıca hakim tarafından onaylanması gerekmektedir.
Hakim, protokolü tarafların ve çocukların menfaatini göz önünde tutarak değerlendirip; uygun bulmadığı hükümlerde değişikliğe gidecektir. Bu değişikliklerin taraflarca kabul edilmesi halinde de boşanmaya hükmedecektir.
Eşlerin 1 seneden az evli kalmaları veya her ikisinin de mahkemede hazır bulunamayacakları hallede, bir eşin açtığı davayı diğer eşin kabul etmesi ile de boşanmak mümkündür. Bu durumda hakim mutlak suretle tanık dinleyerek tarafların boşanıp boşanmamasına takdir edecektir.
DAVA SÜRECİ VE YETKİ
Boşanma davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesi yetkilidir. Görevli mahkeme ise Aile Mahkemeleri, bulunmayan yerlerde Asliye Hukuk Mahkemeleridir.
Çekişmeli boşanma davaları ortalama 4 celse ile 6 celse arasında sürmekte olup, her celse arası ortalama 3 aydır. Mahkemenin iş yüküne göre dava süresi değişkenlik göstermektedir Anlaşmalı boşanmalarda ise bu süreç doğal olarak daha kısadır. Bütün şartları haiz bir anlaşmalı boşanma davası takriben 1 –2 ayda neticelendirilebilir. Nafaka ve tazminat isteme şartları nelerdir?
Nafaka
Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka alacak eşin boşanmaya yol açan olaylarda kusurunun daha ağır olmaması gerekir. Bu durum Türk Medeni Kanunu’nun 175. Maddesinde; “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.” şeklinde tanımlanmıştır.
Bunun dışında mahkeme velayet hakkı verilen tarafa çocuk lehine kullanılmak amacıyla iştirak nafakası bağlayabilir. İştirak nafakası, boşanma davasında verilen boşanma kararı ile, müşterek çocuğun velayeti kendisine bırakılmayan eşin, velayet bırakılan eşe, müşterek çocuğun bakımı, eğitimi ve diğer giderleri için ödemesi gereken paradır. Bu nafakaya ergin olmayan çocuk lehine herhangi bir talep olmaksızın da hakim tarafından hükmedilebilir. Burada esas olan müşterek çocuğun bakımı olduğu için eşlerin kusur durumunun hiçbir önemi yoktur.
Tazminat
Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevî tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir. Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddî tazminat isteyebilir.
Çocuğun velayetine karar verilirken hangi hükümler uygulanır?
İster anlaşmalı isterse de çekişmeli olsun boşanmalarda çocuğun velayetinin kime verileceğini belirleyen temel konu, çocuğun menfaatidir. Burada hakim öncelikle çocuğun yaşı, cinsiyetini, karakter yapısı ve isteklerini daha sonra anne ile mi yoksa babanın ile mi daha iyi bir yaşam süreceği, gibi hususları belirleyerek çocuğun velayetine karar verir.
Bu noktada önemle belirtmek isteri ki annenin çalışmıyor olması velayet hakkı elde etmesine engel değildir. Hakim gerekli araştırmaları yaparak olayın koşullarına göre çocuğun velayetinin kimde kalması gerektiğini belirleyecektir.
Çocuğun velayetine kararı verilirken hakim, çocuğun yaşına göre, çocuğa sorular yöneltebileceği gibi, pedagog beyanlarıyla da velayetin belirlenmesini sağlayabilir.
Hakim, yargılama devam ederken çocuğun menfaatleri korumak amacıyla geçici velayet kararı verebilir, dava süresince tüm delillerin toplanması ve tanıkların dinlenmesinde sonra, dava sonunda yine çocuğun menfaati göz önünde tutularak velayet hakkının hangi tarafça kullanılacağına karar verir.
Çekişmeli boşanma davalarında çocuğun velayetinin alınması için etkili bir dava süreci yürütülmesi önemlidir.